3 Şubat 2009 Salı

Doğruluk Üzerine

Doğru olmak, doğru kararı almak.. Geç tanıştığım ama sonradan favori yazarlarımdan biri haline gelen Malcolm Gladwell'ın "Blink" adlı kitabında güzel noktalar var. Anladığım kadarıyla bilinç altının ne kadar güçlü olduğundan bahsetmiş. Kararlarımızda da etkili olanın bilinöli düşünmekten ziyade bilinö altımızın olduğu üzerine bir kitap olmuş. Nefis örneklerle süslemiş bu savını da. Ki aslında çevremize yaşamımıza bakarsak da bu örnekleri görebiliriz. Hatta bir ara ileri gidip, bilinöli düşünmenin bizi yanıltabileceğinden bahsetmiş. Bu savı hem destekleyecek hem de çürütecek bazı örnekler verebiliriz.

Öncelikle çürütmek isteyen birinin ilk yapacağı şey alaycı bir gülümsemedir. Bu yeterli olacaktır. Saçmalık diye sözüne başlaması muhtemeldir. "O zaman düşünmeden yaşayalım! İçimizden nasıl geliyorsa öyle hareket edelim. Egomuza yenik düşelim sürekli alkollü gibi davranalım." Bu sözler de kitapta bahsedileni anlamadan söyleyenebilecek, hatta toplum tarafından bilgili zikredilecek insanlardan beklediğim sözler.

Bir savı insan desteklemek istiyorsa destekler, çürütmek istiyorsa çürütür. Hele yeterince araştırma yapılamamış alanlarda. Yada gerçeklik nedir? Matematiksel işlemler üzerinden yürütüyoruz herşeyimizi ancak matematik gerçek mi? Bu doğru mu?

Bu bazen de tuhaf bir inşaata benziyor. Öncelikle bir çimento geliyor elimize. Bunu temelde kullanıyoruz ve diyoruz ki, bu çimento hakiki çimentoysa bu temele hiçbir şey olmaz. Sonra birinci katı temele uydurup yapıyoruz. Temel sağlam diyoruz birinci kata hiçbirşey olmaz. İkinci kat üçüncü kat derken bir bakmışız koca bir bina olmuş. Doğru, kendi içerisinde uyumlu ama hala kullanılan çimentoyu bilmiyoruz ki.. Aslında temelle de en üst kat arasında doğrudan bir bağlantı bulunabilse belki gerçekliğini ispatlamış oluruz. Problemin çözümünü koca bir bina olarak ele alırsak ve en yüksek katını da çözüm kümesinde bir eleman olarak alırsak, bu binanın tamamen sağlam olması için temel çözümle en kompleksine de ulaiabilmemiz lazım. Belki de en kompleksinin de temel çözümü oluşturması lazım. Şimdilik bu kadar yeter..

Kurduğumuz bina da deprem olana kadar yaşayabiliriz, belki de binanın çöktüğü gün, kıyamet günü olarak tanımlanan gündür. Tüm formüller tersine döner, inandığımız herşey başımıza yıkılır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder